maNga
maNga, 2001 yılında Ankara’da Yağmur Sarıgül’ün öncülüğünde kuruldu. Sert gitar riff’lerini, elektronik altyapıları ve rap vokalleri bir araya getirme fikriyle yola çıkan ekip, kısa sürede kendine özgü bir müzikal estetik oluşturdu. Vokalde Ferman Akgül, bas gitarda Cem Bahtiyar, davulda Özgür Can Öney ve DJ kabininde Efe Yılmaz’dan oluşan kadrosuyla sahneye çıktı. Grup, ilk kez 2002 yılında düzenlenen "Sing Your Song" adlı yarışmada “Kal Yanımda” şarkısıyla dikkat çekti. Bu başarı, onların profesyonel müzik yolculuğunun başlamasını sağladı. İstanbul’a taşınarak Haluk Kurosman ve GRGDN ile çalışmaya başlayan maNga, 2004 yılında kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini yayımladı. Albüm, rock ve elektronik müziği Türkçe sözlerle buluşturan tarzıyla büyük ilgi gördü, altın plak kazandı ve grubun geniş bir dinleyici kitlesi edinmesini sağladı. 2006’da Avrupa’nın önemli müzik festivallerinden Sziget’te sahne alan maNga, Türkiye’den yurtdışına açılan rock grupları arasında öncü oldu. Sahne enerjileri ve deneysel prodüksiyonlarıyla Avrupa turneleri boyunca dikkat çekti. 2009 yılında çıkan ikinci stüdyo albümleri Şehr-i Hüzün, maNga’nın sound’unda daha olgun ve tematik bir yönelim sundu. Anadolu ezgileriyle harmanladıkları parçalar, onları yalnızca alternatif rock grubu olmaktan çıkarıp daha evrensel bir sese taşıdı. Albüm, onlara MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde hem “En İyi Türk Sanatçı” hem de “En İyi Avrupa Sanatçısı” unvanlarını kazandırdı. Grubun kariyerindeki dönüm noktalarından biri 2010 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmeleri oldu. “We Could Be the Same” adlı parçayla sahneye çıkan maNga, finale çıkarak ikinci oldu. Bu başarı, grubun uluslararası tanınırlığını artırdı ve sahne performanslarına dünya çapında yeni kapılar açtı. 2012 yılında e-akustik albümünü yayımlayan grup, önceki şarkılarını akustik formlarla yeniden düzenleyerek farklı bir sahne deneyimi sundu. Bu albüm, hem dijital hem de sahnede sadeleşen bir yönelimle karşılandı. 2014 tarihli Işıkları Söndürseler Bile albümü ise karanlık, lirik derinliği yüksek parçalardan oluşan ve önceki dönemlerin elektronik gücünü koruyan bir çalışma oldu. Bu albümle birlikte maNga, hem prodüksiyon kalitesi hem de konser sahnesindeki görsellik açısından kendini yeniledi. Kariyeri boyunca Korn, Linkin Park ve The Cure gibi dünya çapında tanınan gruplarla aynı sahneleri paylaşan maNga, New York’tan Londra’ya kadar birçok büyük festivalde performans sergiledi. Grup, her zaman rock ile elektronik müziği yerel tınılarla birleştirerek çok katmanlı bir ses kurdu. Sahnedeki teatral enerjisi, görsel efekt kullanımı ve yüksek ritimli yorumları sayesinde yalnızca dinlenen değil, izlenen ve deneyimlenen bir grup hâline geldi.