Ahmet Aslan, temelde Kürt–Zazaki kökenli folk ezgilerini akustik enstrümanlarla buluşturan bir müzisyen olarak tanınıyor. Tunceli kökenli müzikal yolculuğu tembur ve gitar üzerine kurulu; gençken tanıştığı temburun geleneksel tınılarını ilerleyen yıllarda akustik gitarla harmanlayarak kendi dilini oluşturdu. Almanya’da geçirdiği dönem, akustik gitarı yoğun biçimde çalışmasına ve sahne düzenine daha modern dokunuşlar katmasına vesile oldu.
Kariyerinin ilk dikkat çeken parçalarından biri olan "Tanımadığım Ten", Aslan’ın hem vokal yaklaşımını hem de enstrümantal yönünü geniş dinleyici kesimleriyle buluşturdu. "Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler" ve "Minnet Eylemem" gibi çalışmalarda ise geleneksel motifleri karadeniz folk ve arabesk nüanslarıyla buluşturma eğilimi öne çıktı; bu parçalar sanatçının duygusal anlatımını halk ezgileri zemininde güçlendirdi. "Susarak Özlüyorum" ve "Giresun'un İçinde" gibi eserlerse yöresel ezgilerin modern düzenlemelerle nasıl yeniden yorumlanabileceğine dair iyi örnekler sunuyor.
Albüm sürecinde Aslan giderek akustik enstrümantasyona dayanan, ancak pop ve caz unsurlarıyla renklenen düzenlemelere yöneldi. Son dönem yayınları arasında yer alan Konser Kayıtları, canlı sahne performanslarının samimi atmosferini kayda geçirirken; Budala Aurası ve Duo albümleri, daha sade ve enstrümantal odaklı bir anlatıya eğildiğini gösteriyor. Bu kayıtlar, tembur ve akustik gitar ikilisine bas ve vurmalı çalgı zeminini ekleyerek geleneksel ile çağdaş arasında köprü kuruyor.
Sahne kadrosu genelde tembur ve cura çalan müzisyenlerin yanı sıra gitarda Ahmet Aslan’ın kendisi ve ritim/bas enstrümanlarında destek veren isimlerden oluşuyor; bu grup düzenlemelerde hem etnik dokuyu hem de ritmik çeşitliliği mümkün kılıyor. Zaman içinde yaptığı düzenlemelerde Zazaki ve Kürtçe ezgilerle Türkçe halk motiflerini yan yana getirerek etnik bir çok sesliliğe vurgu yaptı; böylece dinleyiciler farklı coğrafi öğeleri aynı dinleti içinde duyabiliyor.
İş birlikleri ve sahne faaliyetleri de kariyerinin önemli bir parçası oldu; farklı geleneksel enstrüman ustaları ve bölgesel müzisyenlerle kurduğu ortaklıklar, parçaların otantik yönlerini korurken yeni düzenlemelere açıklık sağladı. Konser kayıtlarına dayanan çalışmalarında canlı performans enerjisini kayıt estetiğine aktarmayı tercih etti; bu yaklaşım dinleyicinin hem sahne atmosferini hissetmesine hem de enstrümantal detayları daha net duymasına imkan veriyor.
Genel olarak Ahmet Aslan, temburun ve akustik gitarın ön planda olduğu, folk temellerini koruyan fakat pop ve caz öğeleriyle zenginleşen bir müzikal yol izliyor. Hem stüdyo kayıtlarında hem de sahnede geleneksel ezgileri çağdaş düzenlemelerle buluşturan projeler üretmeye devam ediyor.
