Can Güngör
Can Güngör, alternatif sahnenin özgün isimlerinden biri olarak İstanbul’da müzik yolculuğuna başladı. 2015 yılında yayımladığı Silik Düşler albümünde tüm enstrümanları kendisi çaldı, sözleri yazdı ve prodüksiyonunu üstlendi. “Yalnız Ölmek” ve “Teselli” gibi parçalarla hem eleştirel beğeni topladı hem de geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Bu albüm, onu sahne düzeninden ses dünyasına kadar kendine özgü bir müzikal kimlikle tanımladı. 2016–2018 yılları arasında çıkardığı tekliler, Can Güngör’ün minimalist yaklaşımını ve içsel melodilerini güçlendirdi. “Teselli” gibi parçalar, sözlerdeki kırılganlığı ve duygusal yoğunluğu ön plana çıkardı. Can Güngör bu dönemde konser sahnesinde de yer edinmeye başladı ve kendi dinleyici çevresini büyüttü. 2020 yılında yayımladığı Sular Dar albümünde, sakin ama derinlikli bir müzikal atmosfer kurdu. Albümdeki şarkılar, hem söz hem düzenleme bakımından bir olgunluk evresini temsil etti. Bu albümle birlikte İstanbul’un farklı sahnelerinde konserler verdi, festivallerde yer aldı. 2022 yılında çıkan “Genetik” teklisi, daha sade bir prodüksiyon anlayışını benimsedi. Bu parça, doğrudan etki yaratmayı amaçlayan yalın bir anlatıyla öne çıktı. Aynı yılın devamında Berlin’deki deneyimlerinden etkilenerek elektronik unsurlar ve synth tabanlı seslerle de çalışmaya yöneldi. 2024’te yayımladığı Canlı Akustik kaydı, sahnedeki sade yorumlarını kayıt altına aldığı bir çalışma oldu. Ardından gelen “Beni Burada Üzen Bir Şey Var” teklisiyle yeni bir anlatım döneminin başladığını işaret etti. Bu şarkı, Can Güngör’ün söz odaklı ve sadeleşmiş anlatısını sahneye de taşıdığı bir dönem oldu. Can Güngör, sahnede yalnızca müzikal değil, anlatımsal bir atmosfer de kurdu. Kadıköy merkezli bağımsız müzik hareketlerinin içinde yer alarak üretimlerini daha içsel ve bireysel bir yörüngeye oturttu. Müziğinde doğrudan, ağdasız bir dil tercih etti; izleyicisiyle aynı nefeste bir anlatı ilişkisi kurdu.