Yunus Yılmaz, sanat eğitimine Güzel Sanatlar Lisesi’nde başladı ve ardından Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Resim Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Görsel sanatlar alanında eğitim alsa da resim yapmanın kendisine hitap etmediğini fark etti. İfade biçimini kelimelerle, özellikle mizahla kurduğunu anlayarak sahne sanatlarına yöneldi.
İlk gösteri denemelerini kısa formatlı anlatılarla gerçekleştirdi. Gözlem gücünü, gündelik hayatın detaylarına odaklanan keskin mizahıyla birleştirdi. Anlatılarını aile içi diyaloglar, toplum alışkanlıkları ve bireysel çatışmalar gibi konular üzerinden kurdu. Mizah anlayışında doğallık, sadelik ve gündelik gerçeklikleri çarpıtmadan yorumlama hâkim oldu.
İlerleyen süreçte “Ben Yunus Yılmaz – Olay Yeri İnceleme” adını verdiği gösteri formatıyla sahneye çıktı. Bu gösteri kısa sürede farklı şehirlerde sahnelenmeye başladı. İçeriğini, kendi yaşamından ve çevresinden derlediği samimi hikâyelerle şekillendirdi. İzleyiciyle kurduğu doğrudan ilişki, gösterilerine canlılık ve sahicilik kazandırdı.
Sahne performanslarında herhangi bir karaktere bürünmek yerine kendi kimliğiyle, kendi sesiyle anlatmayı tercih etti. Mizahı abartıya, hakarete ya da kalıplaşmış şakalara dayandırmadan; gözlem ve içtenlikle ördü. Tek kişilik gösterilerinde üç saate varan anlatılarıyla izleyici dikkatini diri tutmayı başardı.
Yunus Yılmaz, kısa süre içinde sahneye doğal bir güvenle yerleşen ve kendine ait bir anlatı dili oluşturan komedyenlerden biri oldu. Sanat eğitimi almış olması, ritim duygusu ve hikâye kurmadaki ölçülü anlatımıyla sahne performanslarına yansıdı. Gündelik detaylardan beslenen mizahı, geniş bir izleyici kitlesiyle bağ kurdu.
