Ajda Pekkan, İstanbul’da doğdu ve Türkiye müzik sahnesinin en uzun soluklu kariyerlerinden birine imza attı. Kariyerine 1960’lı yıllarda sinema oyunculuğuyla başladı. Dönemin önemli yapımcılarıyla çalışarak kısa sürede “Süperstar” unvanını kazandıracak bir popülerliğe ulaştı. Sinemada yer aldığı onlarca filmin ardından müziğe yöneldi ve ilk plak çalışmalarını Fecri Ebcioğlu ile gerçekleştirdi.
1968’de yayımlanan “İki Yabancı” adlı şarkıyla çıkış yaptı. Ardından gelen “Hoşgör Sen”, “Kimler Geldi Kimler Geçti”, “Uykusuz Her Gece” gibi parçalar, Türkiye’de pop müziğin temel taşları arasında yer aldı. 1970’li yıllarda, Fransa başta olmak üzere Avrupa’da müzikal projelere katıldı; sahne aldığı uluslararası konserlerde Fransızca ve İngilizce repertuarlar sundu. 1977’de yayımlanan “Süperstar” albümüyle hem görsel hem işitsel tarzıyla yeni bir dönem başlattı.
1980 yılında Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etti. Ardından müziğe kısa bir ara vererek Paris ve Los Angeles’ta yaşadı. 1980’lerin ortalarında sahnelere güçlü bir dönüş yaparak "Süperstar ’83", "Ajda 1990", "Sana Neler Edeceğim" gibi albümlerle büyük satış başarıları elde etti. Albümlerinde Fikret Şeneş, Sezen Aksu, Onno Tunç ve Garo Mafyan gibi dönemin en önemli müzisyenleriyle çalıştı.
1990’lar boyunca “Yaz Yaz Yaz”, “Bambaşka Biri”, “Sarhoş” gibi şarkılarla radyo listelerinde uzun süre yer aldı. Sahne performanslarında büyük orkestralarla çalıştı, repertuarını klasikleşmiş pop şarkılarla olduğu kadar yeniden düzenlenen coverlarla da zenginleştirdi. Türkiye’de pop müziğin standartlarını belirleyen isimlerden biri olarak gösterildi.
2000’li yıllarda “Cool Kadın”, “Aynen Öyle”, “Farkın Bu” gibi albümler yayımlayarak kariyerini sürdürdü. Popüler müzikteki dönüşümlere rağmen kendine özgü ses rengi, estetik anlayışı ve zarif sahne kimliğiyle farklı kuşaklara seslenmeye devam etti. Sibel Tüzün, Ozan Çolakoğlu, Tarkan ve Gülşen gibi yeni nesil müzisyenlerle iş birlikleri kurdu.
2020’li yıllarda da aktif sahne aldı. Büyük açık hava konserlerinde yer aldı, özel projeler ve orkestral düzenlemelerle geniş kitlelere ulaştı. Repertuarında Türkçe popun klasikleşmiş örneklerinin yanı sıra yeni nesil düzenlemelere de yer verdi. Sesi, sahne enerjisi ve sahne duruşuyla zamanın ötesine geçen bir sanatçı olarak anıldı.
Ajda Pekkan, kültürel katkıları nedeniyle “Devlet Sanatçısı” unvanına ve Fransa tarafından verilen "Ordre des Arts et des Lettres" nişanına layık görüldü. Müziği, görünüşü, duruşu ve vizyoner tavrıyla yalnızca bir şarkıcı değil; Türkiye popüler kültürünün dönüştürücü figürlerinden biri olarak konumlandı. On yıllar süren sahne kariyerinde, hem geçmişin izlerini taşıdı hem de yenilikçi bir çizgiyle bugünün sahnesine katkı sundu.
